10 Aralık 2014 Çarşamba

MÜCEDDİD-İ ELF-İ SÂNÎ HZ. İMÂM-I RABBÂNÎ (K.S.)



Hadîs-i Şerîf:
"Ümmetimden Sıla isminde biri gelir, onun şefâati ile birçok kimse cennete girer."
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü 'l-Ummâl)
Hicrî: 17 Safer   1435   Fazilet Takvimi

MÜCEDDİD-İ ELF-İ SÂNÎ HZ. İMÂM-I RABBÂNÎ (K.S.)


Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye-i Aliyye'nin yirmi üçüncü halkası olan İmâm-ı Rabbânî Hazretleri 971 (M. 1564) yılında Aşûrâ gününde Serhend'de (Hindistan) doğmuştur. İsmi Ahmed, babasının ismi Abdülehad, dedesinin ismi Zeynelâbidîn'dir. Lakabı, Bedreddîn, künyesi Ebu'l-Berekât'tır. Nesli 28. batında Hz. Ömer'e (r.a.) ulaşır. Muhammed Bâkîbillâh Hazretleri kendisine "İmâm-ı Rabbânî" ismini vermişlerdir. Ahmed Farukî-i Serhendi Hazretleri "İmâm-ı Rabbânî" ismiyle bilinir. Hicrî ikinci bin yılın müceddidi (yenileyicisi) olmasından dolayı kendisine "Müceddid-i Elf-i Sânî" denilmiştir.
Ahkâm-ı İslâmiyye ve tasavvufu birleştirmesinden dolayı da birleştirici mânâsında "Sıla" ismi verilmiştir.
Hz. Ömer'in (r.a.) neslinden geldiği için "Fârûkî" diye anılmış, Serhend şehrinden olduğu için de oraya nisbetle "Serhendî" nisbesi verilmiştir.
Bütün bu vasıfları ile beraber ismi, İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî Şeyh Ahmed Fârûkî Serhendî'dir. İmâm-ı Rabbânî Hazretleri Hanefî mezhebindendir. Babası ve dedelerinin hepsi zamanlarının büyük âlimleri, sâlih ve faziletli kimseleri idiler. Babası Abdülehad (k.s.) zâhirî ve bâtınî ilimlerde âlim, tasavvufta yüksek mertebelere ulaşmış faziletli bir zât idi. Gençliğinde insanlara doğru yolu göstermek için seyahat ettiği sıralarda, Hindistan'ın meşhur bir kasabasında, o memleketin ileri gelenlerinden birine mensup sâliha bir hanım, firâseti ile Abdülehad'ın (k.s.) mübârek bir zât olduğunu anlamıştı. Bu hanımın iffetli, güzel hasletlere sahip bir kız kardeşi vardı. Abdülehad'a (k.s.) kardeşiyle evlenmesini teklifte bulundu. Bu evliliklerinden İmâm-ı Rabbânî Hazretleri doğdu.
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri, Resûlullâh Efendimiz'in (s.a.v.) sünnetini ihyâ ediyor ve kuvvetlendiriyordu. Müritlerini daima Resûlullâh'ın (s.a.v.) şeriatına sarılmaya, onun sünnetini yaşatmaya ve her şeyi sünnete uygun olarak yapıp sünnete muhâlif olan her şeyi terk etmeye teşvik ediyordu. Zaten Nakşibendiyye yolunun esâsını da bu teşkil etmektedir.
Hicrî: 17 Safer   1435   Fazilet Takvimi




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder