2 Aralık 2014 Salı

HALKA FETVÂ VERİRSİN, YA SEN NİÇİN TUTMAZSIN?"



اَتَاْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنْسَوْنَ اَنْفُسَكُمْ وَاَنْتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَ اَفَلَا تَعْقِلُونَ
"İnsanlara iyilik emreder de kendinizi unutur musunuz? Hâlbuki kitap (Tevrât) okuyorsunuz, artık akıl etmez misiniz?"
(Bakara Sûresi, âyet 44)
Hicrî: 9 Safer   1435   Fazilet Takvimi

"HALKA FETVÂ VERİRSİN, YA SEN NİÇİN TUTMAZSIN?"


Başkalarına hakkı tebliğ eden kimsenin kendisini unutması caiz olmaz. Başta kendisi amel etmelidir. Asr-ı saâdette Medîne'deki Yahûdi âlimlerinden bazıları, kendilerine gizlice gelip 'Muhammed aleyhisselâm hakkında ne dersin?' diye soranlara, 'doğrudur, haktır' derler, Resûlullâh'a uymalarını emrederlermiş. Fakat gelen hediye ve vergilerden mahrum kalmak endişesiyle kendileri Resûlullâh'a uymazlarmış. Diğer bazıları da 'Allâh'a itâat ediniz, âsî olmayınız' derler, fakat kendileri sözleriyle amel etmezlermiş. İşte bu gibiler hakkında Bakara sûresinin 44. Ayet-i kerîmesi nâzil olmuş; daima kitâbı okuyup da insanlara bol bol iyilik emredip kendilerini unutmalarının âkıl kârı olmadığı bildirilmiştir. Fenalık emretmektense iyilik emretmek elbette iyidir. Fakat aklı olan başkasının iyiliğini isterken kendini unutur mu?
Evvelâ, emir bi'l-ma'rûf ve nehiy ani'l-münkerden maksad, diğerlerini irşâd etmek; doğru yolu göstermektir. Hâlbuki başkasını irşâd edip de kendisini unutmak ve kendisini iyilikten, irşâddan mahrûm etmek, başkasını selâmete çıkarıp kendini ateşe atmak demektir.
İkinci olarak, insanlara vaaz vererek ilmini yayıp da kendisi, kendi nasîhatini dinlememek, kendini ve ilmini fiilen tekzîb etmektir. Halkı bir taraftan irşâd etmek isterken diğer taraftan saptırmaktır. Üçüncüsü, söylediği sözün, verdiği nasîhatin bir kıymeti ve kalblerde bir nüfûzu olduğu görülmek istenir. Boşuna emir, boşuna gevezelik âkıl kârı değildir. Hâlbuki verdiği nasîhatin aksiyle amel etmek onun kıymetini kırmak ve herkesi ondan nefret ettirmektir. Daha açıkçası bindiği dalı kesmek, oturduğu evi yıkmaktır ki bundan büyük budalalık olmaz.
Buhârî ve Müslim'de şu Hadîs-i Şerîf rivâyet olunmuştur: Kıyâmet gününde bir adam getirilir, ateşe atılır, ateş içinde değirmen taşı gibi dönmeye başlar. Cehennemdekiler onun etrafını çevirirler. 'Ey fülân! Sen bize iyilikleri emreder, fenâlıklardan nehyeder değil miydin?' derler. 'Evet, amma ben size emreder, kendim yapmazdım, sizi nehyeder kendim yapardım' der.
Binâenaleyh insan başkasına nasîhat ederken kendini unutmamalı, başkasına nasihat verip de kendi zakkum salkımı yutmamalıdır. İrşâd için doğru söyleyenlerin akıbeti böyle olursa, saptırmak için eğri söyleyenlerin azabı ne olur... (Elmalı Tefsiri, Bakara S., 44. âyet)
Hicrî: 9 Safer   1435   Fazilet Takvimi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder