16 Şubat 2015 Pazartesi

SILA-İ RAHİM RAHMETE VE CENNETE YAKLAŞTIRIR



قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الرَّحْمَةَ لَاتَنْزِلُ عَلَي قَوْمٍ فِيهِمْ قَاطِعُ رَحْمٍ ‏. (خد)
" آللهيك رحمتى إجنده صلهءرحم ( يقن آقرابا إيله مناسبتى ) كسنلريك بولندغى بر طوبلولغه إنمز "
Allâh’ın rahmeti, içinde sıla-i rahmi (yakın akrabâ ile münâsebeti) kesenlerin bulunduğu bir topluluğa inmez.” 
(Hadîs-i Şerîf, Buhârî, el-Edebü’l-Müfred)
Hicrî: 26 Rebîulâhir 1436   Fazilet Takvimi  

SILA-İ RAHİM RAHMETE VE CENNETE YAKLAŞTIRIR


Bir adam, Resûlullâh’ın (s.a.v) devesinin yularından tuttu ve:
‘Yâ Resûlallâh! Bana cennete yaklaştırıp cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyleyiniz.’ dedi. Resûlullâh (s.a.v),
“Allâh’a ortak koşmadan ona ibâdet et, namazı kıl, zekâtı ver ve akrabâlarını ziyâret et.” buyurdu.
Abdullah bin Ebû Evfâ (r.a) anlattı: Bir arefe akşamı Resûlullâh’ın (s.a.v) huzûrunda oturuyorduk. O sırada Resûlullâh (s.a.v):
“Akrabalarıyla alâkasını kesen kimse bizimle birlikte oturmasın; yanımızdan kalksın.” buyurdu. Bunun üzerine, halkanın en sonunda bulunan bir kişi kalkıp gitti ve fazla zaman geçmeden bir müddet sonra tekrar geldi. Resûlullâh (s.a.v):
“Halkadan senden başka kimse kalkmadı. Sen neden gittin?” buyurunca:
“Yâ Resûlallâh! Sizin söylediklerinizi işittim, hemen teyzemin yanına gittim. O, bana dargındı. Beni görünce, ‘Seni buraya getiren sebep nedir? Sen böyle yapmazdın.’ dedi. Ben de sizin buyurduklarınızı ona haber verdim. Bunun üzerine birbirimizden özür diledik. Birbirimiz için Allâhü Teâlâ’ya istiğfar ettik.” dedi.
Resûlullâh (s.a.v):
“Güzel bir şey yaptın, oturabilirsin.” buyurduktan sonra:
“Dikkat ediniz! Allâh’ın rahmeti, içinde birbirine dargın olanların bulunduğu bir topluluğa inmez.” buyurdu.
Fakih Ebu’l-Leys es-Semerkandî (rh.) buyurdu ki: Bu hadîs-i şerîf, kişinin akrabâları ile münasebeti kesmesinin büyük günahlardan olduğuna delâlet eder. Çünkü bu dargınlık, o kimseye ve yanındakilere Allâh’ın rahmetinin inmesine mâni olur. Bunun için sıla-i rahmi (yakın akraba ile münâsebeti) kesen Müslümanın tevbe etmesi, işlediği bu günahtan dolayı Allâh’tan mağfiret dilemesi ve onları ziyâret etmesi gerekir.
Hicrî: 26 Rebîulâhir 1436   Fazilet Takvimi  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder