1 Haziran 2015 Pazartesi

İSTANBUL’UN FETHİ



قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:   لَتُفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا وَلَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ. (حم)
وسطانتنيه ( استانبول ) ألبتته فتح اديله جكتر اونى فتح ادن امير نه كوزل امير ( قوماندان ) او آسكر نه كوزل آسكردر ."

Kostantıniyye (İstanbul) elbette fethedilecektir. Onu fetheden emîr ne güzel emîr (kumandan); o asker ne güzel askerdir!” 
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Hicrî: 11 Şaban  1436   Fazilet Takvimi  

İSTANBUL’UN FETHİ


Gazi Sultan Mehmed Han gece ve gündüz İstanbul’un hisar ve surlarını yerle bir ettiği halde fetih müyesser olmayınca, Veliyüddin oğlu Ahmed Paşa’yı “Fethin nasip olup olmayacağını” sorması için Şeyhi Akşemseddin hazretlerine gönderdiler.
Akşemseddin hazretleri “Allâh’ın inayeti ile fetih müyesser olacaktır.” dedi.
Sultan bu müjdeye kanaat getirmeyerek, Ahmed Paşa’yı: “Fethe daha zaman var mıdır? Lütfedip gününü tayin buyursunlar!” diye tekrar gönderdiler. Şeyh hazretleri murakabeye varıp Ahmed Paşa’ya şöyle dediler: “İnşallah, yarın sabah ricalullahın himmetiyle, falan mahalden hisara hücum edilsin. Allâh’ın izni ile fetih müyesser olup, şehrin içi tekbir sadaları dolar. Sen de o zaman padişah ile birlikte bulun” diye cevab verdiler.
Gerçekten, nasıl tayin buyurdularsa, vaki’ oldu. Padişahın kalbi şeyhin muhabbeti ile doldu.
Padişah hazretleri, kendileri ile at süren Veliyüddin oğlu Ahmed Paşa’ya: “O sırların kâşifi olan büyük velinin bizim zamanımızda yaşamış olmasının sevinci bu fethin sevincinden daha fazladır” dedi ve fetihten hemen sonra, Akşemseddin hazretlerine mürid olmak istedi. Şeyhi razı olmayınca, üzüldü ve şöyle buyurdular:
“Acayip haldir. İsti’dadı bilinmeyen, olur olmaz insanları irşada kabul buyurursunuz da, bizi terbiyeden çekinirsiniz.” Bunun üzerine Akşemseddin hazretleri:
“Dervişlik lezzeti alınırsa, saltanattan el çektirir de memleketin işleri bozulur. O takdirde, hem siz ve hem biz vebale gireriz. Yüce Allâh’a hamdolsun, irşadınız tamam olmuştur. Sultanlar sulhu, adaleti sağlamalıdır.” diye nasihatte bulundular.
O gecenin son çeyreğinde Şeyh hazretlerini davet edip sabah oluncaya kadar sohbet ettiler. Sabah namazını Şeyh ile birlikte kıldılar.
Padişah hazretleri, Şeyh hazretlerinin meclisinden gönlü teselli bulmuş olarak döndüler. (Solakzâde Tarihi)
Hicrî: 11 Şaban  1436   Fazilet Takvimi  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder