19 Aralık 2015 Cumartesi

HUCCETÜ’L-İSLÂM İMÂM-I GAZÂLÎ (K.S.)



قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خَشْيَةُ اللهِ رَأْسُ كُلِّ حِكْمَةٍ وَالْوَرَعُ سَيِّدُ الْعَمَلِ. (فيض)
" الله قورقوسو هر حكمتيك باشى در  و   ورى ( حرامدان  و  شبهه لى شيلردن قاجنمق ) أك خيرلى عملدر ."
Allâh korkusu her hikmetin başıdır ve verâ‘ (haramdan ve şüpheli şeylerden kaçınmak) en hayırlı ameldir.” 
(Hadîs-i Şerîf, Feyzü’l-Kadîr)
Hicrî: 7 Rabiulevvel  1437  Fazilet Takvimi

HUCCETÜ’L-İSLÂM İMÂM-I GAZÂLÎ (K.S.)


İmâm-ı Gazâlî Hazretleri, bugün İran hududları içindeki Tus şehrinde doğmuştur. (H. 450 - M. 1058) Genç yaşında pederi onu bir sufinin terbiyesine emânet etmişti. Sonra medreseye girdi, ilim için seyahatler yaptı.
Cürcan’da İmam Ebû Nasr İsmailî’nin talebesi oldu. Ondan bütün işittiklerini yazdı. Tus’a dönerken harâmîler yolu kesip bütün eşyalarını almışlardı. Harâmîlerin reisine: “Bari uzun bir sefer zahmeti çekip tahsil ettiğim ilimlerin bulunduğu kitap ve defterlerimi veriniz” dediğinde harâmî:
“Biz senden kitaplarını alınca ilimsiz kalıyorsan sen nasıl ilim tahsîl ettim diyebiliyorsun?” deyip defterlerini iade etti. İmâm, bu sözlerin te’sîriyle üç sene çalışıp bütün yazdığı malumatı ezberlemiş ve: “Cenâb-ı Hak beni irşâd için harâmîlerin reisine bu sözü söyletti” buyurmuşlardır.
Sonra İmâmü’l-Harameyn’in dersine devam ederek Fıkıh, hılâf, usûl, mantık, hikmeti ve felsefî ilimleri de iyice öğrenmiş ve bu sahalarda kitaplar yazmıştır. Sonra Nişabur’a gitti. Meşhûr Selçuklu veziri Nizamülmülk kendisine çok hürmette bulundu ve yaptırdığı Nizamiye medresesine 480’de (M. 1087) müderris tayin etti. Dersinde bulunanlar ilim ve irfanına hayran kalırlardı
Zâhirî ilimlerin her şubesinde en yüksek mertebeye ulaşmış iken medreseyi bırakıp Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye’nin 7. halkası Şeyh Ebû Alî Fârmedî hazretlerinin sohbetine devâm ve ona intisâb etti. 488’de (M. 1095) hacca ve hacdan sonra Şam’a ve oradan Kudüs’e giderek bir müddet burada kaldı. Şam’da bir zaviyede 10 sene i‘tikâf etti. Sonra Bağdad’a dönerek hakîkat ehlinin üslûbü üzere marifetler yaymaya başladı. En meşhur eseri olan İhyâü’l-ulûmunu ders olarak okuttu. Bir müddet daha Nizâmiye medresesinde ders verdikten sonra Tus’a döndü ve burada bir medrese ve bir hankâh yaptırdı. Artık burada Kur’ân-ı Kerîm okumak, sohbet etmek ve talebeye ilim öğretmekle meşgul oldu. 14 Cemâziye’l-âhir 505’de (M. 1111) vefât etti. Rahmetullâhi aleyh.
Pekçok eserinden bazı meşhurları: İhyâu Ulûmi’d-dîn, Bidâyetü’l-hidâye, Kimyâyı Saâdet -farsça-, Mişkâtü’l-Envâr, el-Munkiz mine’d-dalâl, Mi‘râcü’s-sâlikîn ve Minhâcü’l-âbidîn. (Târih-i İbn-i Hallikan)
Hicrî: 7 Rabiulevvel  1437  Fazilet Takvimi




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder