16 Mart 2016 Çarşamba

TEYEMMÜM




قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا تَوَضَّأَ الرَّجُلُ الْمُسْلِمُ خَرَجَتْ ذُنُوبُهُ مِنْ سَمْعِهِ وَبَصَرِهِ وَيَدَيْهِ وَرِجْلَيْهِ فَإِنْ قَعَدَ قَعَدَ مَغْفُورًا لَهُ. (حم)
بيغمبر أفندمز صلى الله عليه وسلم  بيوردلر :" مسلمان بر كمسه عبدست آلديغى زمان كوناحلرى قولاغندان ، كوزندن ، أللرندن و آياقلرندان دوكولوب كيدر . عبدستنى بترديغى زمان باغشلانمش اولور ."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Müslüman bir kimse abdest aldığı zaman günahları kulağından, gözünden, ellerinden ve ayaklarından dökülüp gider. Abdestini bitirdiği zaman bağışlanmış olur.” 
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)
Hicrî: 06  Cemaz,yelâhir  1437  Fazilet Takvimi

TEYEMMÜM


Teyemmüm, su bulunmadığı veya bulunduğu hâlde kullanılmasına kudret (imkân) bulunmadığı takdirde temiz toprak cinsinden birşey ile abdestsizliği gidermek maksadıyla yapılır.
Teyemmümün farzları, bir niyet ile iki meshten ibârettir. Şöyle ki: Teyemmüm yapan kimse, iki elini toprak cinsinden bir yere bir kere vurup yüzünü mesheder. Sonra iki elini bir daha vurur ve dirseklerine kadar iki kollarını mesheder. Yüzük vs. çıkarılmalıdır.
Teyemmüm, ya abdestsizliği gidermek veya namaz kılmak veya tahâretsiz sahih (abdestsiz câiz) olmayan bir ibadette bulunmak niyetiyle yapılır.
Suyun bulunmaması veya suyu kullanmaya hakîkaten veya hükmen kudret bulunmaması hâlinde teyemmüm yapılır. Bir kimsenin bulunduğu yerden en az bir mil, (takrîben 3 km.) uzakta bulunan bir su, hakîkaten yok demektir.
Su bulunduğu hâlde su ile abdest almanın veya gusletmenin, hastalanmaya veya hastalığın artmasına veya uzamasına sebep olacağı bir tecrübe ile veya Müslüman bir tabîbin beyânı ile bilinirse su hükmen yok sayılır.
Teyemmüm, temiz olan toprak ile yapılacağı gibi toprak cinsinden olan şeyler; temiz kum, alçı, horasan, mermer gibi şeyler ile kiremit, tuğla ve yakut, zümrüt, mercan ile de yapılabilir. Kurumadıkça çamur ile yapılamaz.
Teyemmüm, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hicretinin beşinci senesinde meşrû olmuştur. O sene Benî Mustalık gazvesinde Resûlü Ekrem ile beraberindeki mücahidler susuz bir yerde gecelemişlerdi. Sabah namazını kılmak için abdest alacak suları bulunmuyordu. Sabaha yakın teyemmüm hakkındaki Nisâ Sûresi’nin 43. âyeti nâzil olmuş, Ashâb-ı Kirâm radıyallâhü anhüm çok sevinmişler ve teyemmüm yaparak namazlarını kılmışlardır.
Hicrî: 06  Cemaz,yelâhir  1437  Fazilet Takvimi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder