13 Ağustos 2016 Cumartesi

HALÎFE HÂRUN REŞİD VE BEHLÜL DÂNÂ



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ وَلِيَ شَيْئًا مِنْ أُمُورِ الْمُسْلِمِينَ لَمْ يَنْظُرِ اللهُ فِي حَاجَتِهِ حَتَّى يَنْظُرَ فِي حَوَائِجِهِمْ. (الجامع الصغير)
بيغمبر أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر ."    مسلمانلريك إشلرينى كورميه إداره جى تعين اولونان ، اونلريك إحتياجلرنى كوزتب حاللتمزسه الله تعالى ده اونون إحتياجنى كوزتب حاللتمز ."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Müslümanların işlerini görmeye idareci tayin olunan, onların ihtiyaçlarını gözetip halletmezse Allâhü Teâlâ da onun ihtiyacını gözetip halletmez.” 
(Hadîs-i Şerîf, Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Müslümanların işlerini görmeye idareci tayin olunan, onların ihtiyaçlarını gözetip halletmezse Allâhü Teâlâ da onun ihtiyacını gözetip halletmez.” 
(Hadîs-i Şerîf, Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Hicrî:   23  ٌŞevval   1437  Fazilet Takvimi 

HALÎFE HÂRUN REŞİD VE BEHLÜL DÂNÂ


Abbâsi Halîfesi Hârun Reşid hacdan dönerken birkaç gün Kûfe şehrinde kaldı. Tekrar yola çıkacağı zaman Behlül yoluna durup yüksek sesle üç defa:
“Ey Hârun” diye seslendi. Halife, hayret ederek:
“Beni böyle çağıran kimdir?” diye sordu. “Behlül” dediler. Halife durdu. İnsanlarla perdenin arkasından konuştuğu halde bu defa perdenin kaldırılmasını emretti ve:
“Beni tanıdın mı?” diye sordu.
“Evet tanıdım. Sen batıda iken bir kişi doğuda zulme uğrasa kıyamet günü bundan dolayı Allâhü Teâlâ’nın hesaba çekeceği kişisin.” deyince halife ağladı.
“Benim halimi nasıl görüyorsun?” dedi.
“Bunu öğrenmek için Allâhü Teâlâ’nın kitabında, “Muhakkak hayır sahibi olanlar, iyiler elbette bol nimetler içindedirler. Fâcirler, Rabbine karşı isyan edenler de şiddetli bir azab içindedirler.” (İnfitâr sûresi, âyet 13-14) mealindeki âyetine bak, dedi. Halife:
“İşlemiş olduğum salih amellerim ne olacak?” deyince
“Allah ancak takva sahiplerinin amellerini kabul eder.” (Mâide sûresinin 27.) âyetini okudu.
“Peki, Resûlüllâh (s.a.v.) ile olan akrabalığımız nerede?” dedi.
“Sûra üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında ne soy bağı vardır ne de birbirlerinin hallerini sorarlar.” (Müminûn sûresinin 101.) âyetini okudu.
“Peki, Resûlüllâh’ın bize şefaati?” dedi.
“O gün şefaat fayda vermez, ancak Rahmân’ın izin verdiği ve sözüne razı olduğu kimse müstesna” (Tâhâ sûresinin 109.) âyetini okudu. (Ruhu’l-Beyân Tefsiri)
Hicrî:   23  ٌŞevval   1437  Fazilet Takvimi 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder