11 Kasım 2016 Cuma

AKILLI VE KÂMİL MÜMİNLERİN VASIFLARI




قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ مَاتَ مِنْ أَصْحَابِي بِأَرْضٍ فَهُوَ شَفِيعٌ لِأَهْلِ تِلْكَ الْأَرْضِ. (كنز)
بيغمبر أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر ."      آصحابمدان هر كيم بر بلده ده وفات أدرسه او بلده آحالسنه شفاعتجى اولور ."
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ashabımdan her kim bir beldede vefat ederse o belde ahâlîsine şefâatçi olur.” 
(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî:   11  Safer   1438  Fazilet Takvimi 

AKILLI VE KÂMİL MÜMİNLERİN VASIFLARI


Ra’d sûresinin 19-24. âyetlerinin tefsirinden:


اَفَمَنْ يَعْلَمُ اَنَّمَا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ الْحَقُّ كَمَنْ هُوَ اَعْمٰى اِنَّمَا يَتَذَكَّرُ اُولُوا الْاَلْبَابِ
Ya Muhammed! Sana Rabb’inden indirilenin hakikaten hak olduğunu bilen ve bu suretle Rabb’inin hak davetine icâbet eden kimse, a’mâ yani o hakkı görmeyen, tanımayan köre benzer mi? Elbette benzemez. Amma bunu ancak ülülelbab (akıllı ve kâmil müminler) idrâk eder.
O ülülelbab aşağıda bildirilen vasıf ile vasıflananlardır:

َالَّذٖينَ يُوفُونَ بِعَهْدِ اللّٰهِ وَلَا يَنْقُضُونَ الْمٖيثَاقَ
1- Allah’a verdikleri ahdi tutarlar: Allah’a karşı verdikleri hiç bir sözden caymaz, taahhütlerini, yeminlerini bozmazlar, kulluğun icaplarını yaparlar.

وَالَّذٖينَ يَصِلُونَ مَا اَمَرَ اللّٰهُ بِهٖ اَنْ يُوصَلَ
2- Hukuka riâyet ederler: Peygamberlerin ve onların vârisleri olan âlimlerin, akrabanın, komşunun ve bütün müminlerin haklarını gözetirler.
Bütün insanların ve tavuğuna varıncaya kadar her hangi bir hakkı taallûk eden hayvanlar, bitkiler ve eşyaların haklarına riâyet etmek de buna dâhildir.
 وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ
3- Allâhü Teâlâ’nın celâlinden ve gazabından sakınır, günahlardan çekinirler.
 وَيَخَافُونَ سُوءَ الْحِسَابِ
4- Âhirete ve sonunda amellerinin hesâbını vereceklerine inanırlar da kötü hesabdan korkar ve ondan evvel dâima kendi nefislerini hesâba çekerler.
وَالَّذٖينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ
5- Rab’lerinin rızâ ve cemâline ermek için sabrederler: Ne halka karşı gösteriş ne de gönüllerinde ziynet ve iftihar hissi beslemeyerek sırf Allah rızâsı için hak yolunda sabır ve sebat ederek zahmetlere katlanırlar.
وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ 
6- Namazı kemaliyle, âdap ve erkânı ile kılarlar.
وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً
7- Allah’ın kendisine ihsan ettiği rızıklardan; maldan ve paradan gizli ve açık sadaka ve zekât verirler.
وَيَدْرَؤُنَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ 
8- Kötülüğe karşılık da iyilikte bulunurlar.

اُولٰئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ
Burada sayılan sekiz amel cennetin sekiz kapısına işarettir. Âhiret saâdeti bu sekiz vasfın sâhibi olan ülülelbâba mahsustur. 

جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ اٰبَائِهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَالْمَلٰئِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِمْ مِنْ كُلِّ بَابٍ
سَلَامٌ عَلَيْكُمْ بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِ
Onlar atalarından, zevcelerinden ve zürriyyetlerinden sâlih olanlarla beraber Adin cennetlerine gireceklerdir. Öyle ki melekler her kapıdan yerlerine girerek ‘Selâmün aleyküm, sabrettiğiniz için bakın, dünyanın nihâyetindeki âhiret saâdeti ne güzel’ diyecekler.
(Hak Dîni Kur’an Dili Tefsiri)
Hicrî:   11  Safer   1438  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder