17 Aralık 2016 Cumartesi

ASLA TERK EDİLMEYECEK ONBEŞ ŞEY



عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ: مَا ضَرَبَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَادِمًا وَلَا امْرَأَةً قَطُّ. (د)
حضرتى عائشه  ( رضى الله عنها ) شويله ده دى ." رسول الله ( صلى الله عليه وسلم ) نه بر خدمتجسينه و نه ده بر خنمنه آصلا وورمادى ."
Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle dedi: “Resûlullâh (s.a.v.) ne bir hizmetçisine ve ne de bir hanımına asla vurmadı.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Ebû Dâvûd)
Hicrî:    17 Rebîulevvel   1438  Fazilet Takvimi 

ASLA TERK EDİLMEYECEK ONBEŞ ŞEY


İbn-i Abbâs radıyallâhü anhümâ buyurdu ki:

Size on beş şeyi aslâ terketmemenizi tavsiye ederim. Bunlardan beşi dilinizde, beşi azalarınızda, beşi de kalplerinizdedir.
Dilinizden düşürmeyeceğiniz beş şey:
Sübhânellâhi, velhamdülillâhi, velâ ilâhe illallâhü, vallâhü ekber, velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm, demektir.
Azalarınızla işleyip asla terketmemeniz gereken beş şey:
 Beş vakit namazdır.
Kalbinizden asla çıkarmamanız gereken şey ise beş zâtın sevgisidir:
Peygamberinizin (s.a.v.) sevgisi, Hazret-i Ebûbekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali’nin sevgisidir. Rıdvânullâhi aleyhim ecmaîn.
(Mir’âtü’l-Hâmidîn)

MEVLANA CELALEDDİN-İ RÛMÎ

Mevlana Celaleddin-i Rûmî, 1207’de Horasan’ın Belh şehrinde dünyaya geldi. Asıl adı Muhammed, lakabı Celaleddin’dir. Hayatını Anadolu’da geçirdiği için “Rûmî” denildi. Babası Sultânü’l-ulemâ Bahâeddin Veled, annesi Mümine Hatun’dur. Hz. Mevlana, Halep ve Şam’da ilim tahsil etmiştir.
Hz. Mevlana, Lârende (Karaman) Medresesi’nde babasının yerine müderrislik yaparken, Seyyid Burhaneddin’in daveti üzerine Konya’ya geçti, 1273’te vefat etmiş olup kabri Konya’dadır.
En meşhur eseri olan Mesnevî’nin asıl adı Mesnevî-i Mânevî’dir. Mevlana’nın söylediği beyitleri halîfesi Hüsameddin Çelebi yazmıştır. Altı ciltlik eser, yaklaşık 25.700 beyittir.

Mesnevî’den: Su ile Sönmeyen Sadaka ile Söner

Hazret-i Ömer (r.a.) zamanında hicretin 19. senesinde Medine yakınında Harretü Leylâ adındaki mevkide yerden ateş çıktı. Her tarafı kasıp kavurdu, yakmadık hiçbir şey bırakmadı. İnsanlar su ve sirke döküp yangının şiddetini azaltmaya çalıştılar. Ne var ki ateş gittikçe artıyordu. Şehir halkı Hazret-i Ömer’e (r.a.): Su, ateşi söndürmüyor, deyince, Hazret-i Ömer (r.a.):
“Suyla ateş sönmüyorsa sadaka verin.” buyurdu. Herkes sadaka verdi. Ateş söndü.
Hicrî:    17 Rebîulevvel   1438  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder