12 Şubat 2017 Pazar

EBÛ ZERRİ’L-GIFÂRÎ HAZRETLERİ




قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّمَا الْأَعْمَالُ كَالْوِعَاءِ إِذَا طَابَ أَسْفَلُهُ طَابَ أَعْلَاهُ وَإِذَا فَسَدَ أَسْفَلُهُ فَسَدَ أَعْلَاهُ. (هـ)
بيغمبر أفندمز  صلى الله عليه وسلم بيوردلر   ."عمللر ، دولو بر قاب كبدر . آلطى كوزل اولديغو زمان اؤستوده كوزل اولور . آلطى بوزوق اولديغو زمان اؤستوده بوزوق اولور . ( عمللر إخلاصله يابلرسه ظاهرده اونون كوزلليكى بارلر ، ريا إيجن يابلرسه ظاهرده ظلمتى كورولور .) "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Ameller, dolu bir kap gibidir. Altı güzel olduğu zaman üstü de güzel olur. Altı bozuk olduğu zaman üstü de bozuk olur. (Ameller ihlâsla yapılırsa zâhirde onun güzelliği parlar, riya için yapılırsa zâhirde zulmeti görülür.)” 
 (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî:   15  Cemâziyelevvel   1438  Fazilet Takvimi 

EBÛ ZERRİ’L-GIFÂRÎ HAZRETLERİ


Ebû Zer (radıyallâhü anh), ilk îman edenlerin beşincisidir. Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) onun hakkında:
Sözüne Ebû Zer’den daha sâdık adam dünyaya gelmedi, ümmetimin en zâhidi ve en sâdıkı Ebû Zer’dir” buyurmuştur.
Ebû Zer (r.a.), zühd ve takva yoluna gider, günlük nafakasından fazlasını sadaka verir ve herkesin böyle yapmasını arzu eder, herkesin, kendi gibi fazla malını Allah yolunda sarf etmesini isterdi. Fakat herkesin hâli, ona muvafık değildi.
Hz. Muâviye (r.a.), Ebû Zerr'in fiilinin sözünü tasdik ettiğini görmüştü. Vaziyeti Halife'ye arz etmesi üzerine Halife Hz. Osman (r.a.), Ebû Zerr'i Medine'ye davet etmiştir. Mü'minlerin halifesinin emri üzere Ebû Zer (r.a.), Şam'dan yola çıkarak Medîne-i Münevvere'ye vardığında şehrin çok değiştiğini gördü. Çünkü İslâm ülkeleri, bir taraftan Ceyhun nehrine ve Demir Kapı'ya (Orta Asya) diğer taraftan Nûbe diyarına (Afrika) ve Sebte (Akdeniz'de Cebelitârık) Boğazına kadar uzamış ve gelirler çoğalmıştı. Medine'ye çok miktarda ganimetler gelmiş, hazine dolmuştu. Medine'de yeniden yeniye pek çok binalar yapılmış, bir tarafı Sel' dağına kadar ulaşmış, bir hayli genişlemişti. Medine güzel evler ile mâmur ve güzel bahçelerle cennet gibi olmuştu.
Ebû Zer, artık Medine'de duramayacağını anladı ve Hazret-i Osman'a:
“Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ‘Binalar, Sel' dağına vardığında Medine'den çık' diye bana emretmişti. İzin verir misin, çıkıp gideyim?” dedi. Hazret-i Osman da izin verdi.
Ebû Zer (radıyallâhü anh), ikâmet etmek üzere Medîne-i Münevvere civarında bulunan Rebeze isimli köye gitti ve orada vefat etti
(M. 653). (A. Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiyâ)
Hicrî:   15  Cemâziyelevvel   1438  Fazilet Takvimi 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder